2 Ağustos 2013 Cuma

“Çalışması En Zor” İnsan Tipolojileri

Merhabalar,
Birkaç ay önce okuyup çok sevdiğim uzunca ama eğlenceli bir yazıyı tatile gitmeden hemen önce yayınlamak istedim.
Bu yazıda belki kendinizi belki patronunuzu belki de en sinir olduğunuz iş arkadaşlarınızı bulabilirsiniz …
Görsel buradan alınmıştır.

"Çalışma hayatında her tür insanla karşılaşmak mümkün. Ancak bazıları var ki, onlar çevrelerindekilerin iş hayatlarını kabusa çevirebiliyorlar. İşte çalışması en zor 20 insan tipolojisi…30 yıldır iş hayatındayım. İnsan sarrafı olmak için yeter mi bilmiyorum. Ama çok değişik yerlerde çalıştım. Çok farklı insanlarla karşı karşıya geldim.
İşte 30 yılda tanıdığım “çalışması en zor” insan tipolojileri…
1. Alaycılar ve dedikoducular: Her köşe başında ya da sigarada görebilirsiniz. Müstehzi bakışlarla etrafı süzerler. Özel hayatınız hakkında bir iki şey biliyorlarsa, ertesi gün bunları bütün şirket bilir.
2. Cephe oluşturanlar: İçlerine ’üye olmayan giremez’. Ego santriktirler. Kendilerinden başka kimselere saygıları yoktur. Aslında, galiba, kendilerine de yoktur.
3. Dinlemeyen, önemsemeyen yöneticiler: Önemli bir çalışma yapmışsınızdır. Üstün körü bir bakarlar. Kendilerinin koltukları sallanmasın diye genellikle yapılan bütün yeniliklere dudak bükerler. Sürekli negatif enerji saçarlar.
4. Taciz edenler: Hiç hoşlanmadığınızı belli etseniz de kurtulamazsınız. Sırnaşıktırlar. Yanından kaçsanız internette yakalanırsınız.
5. Eski tip eğitimsiz güvenlikçiler: Kraldan çok kralcıdırlar. Herkese hiyerarşideki sırasına göre davranırlar. Üsttekilere aşırı bir saygı, alttakilere kötü muamele…
6. Konuşmasını bilmeyenler: Kabadırlar. Ağızdan çıkanları kulakları duymaz. Kırıp geçmekten rahatsız olmazlar. Kendinden alt kademede çalışanları herkesin önünde azarlamaktan da keyif alırlar.
7. Narsistler: Çok havalıdırlar. Parlak görünürler. Yüksek sesle konuşurlar. Etrafa gülücükler dağıtırlar. Müthiş özgüvenleri vardır. Ama içleri dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Çoğu kez kof çıkarlar.
8. Geyikçiler: Ya sigaradadırlar, ya kantinde. Mutlaka birini yakalamışlardır.
İncir çekirdeğini doldurmayacak konulardan muhabbet açarlar. Anlatırlar da anlatırlar.
9. Ne oldum delileri: Hiyerarşide basamak atlamak için doğmuşlardır. Bir basamak atladıklarında arkadaşlarına karşı olan tavırları bile değişir. Herkese tepeden bakarlar.
10. Mızmızlar: Onları hiçbir şekilde tatmin edemezsiniz. Sürekli her şeyden şikâyet ederler. Kitaplarında mutluluk diye bir kavram yoktur. Evde eşini yer, iş yerinde sizi. Maaşını iki kat artırsanız, üç kat isterler.
11. Farklı şey söyleyen iki yönetici: Aralarında sıkışıp kalırsınız. Birinin dediğini yapsanız diğeri bozulur. Nasrettin Hoca gibi “sen de haklısın, sen de ve sen de” diyemeyeceğiniz için işiniz zordur.
12. Paranoyaklar: Yöneticiliğin, görevleri altındaki insanlarını kaytarırken yakalamak olduğunu sanırlar. Herkesin onlara karşı saman altından su yürüttüğünü düşünürler.
13. Ekip baltalayanlar: Herkes gider Mersin’e, onlar gider tersine. Ekip çalışmasında alınan kararlara sürekli olarak muhalefet ederler. Bıktırıcıdırlar. Onlardan birinin olduğu ekibin başarılı olma şansı hayli azdır.
14. Vizyonsuzlar: Sözde yöneticilerdir. Ekonomide, sektörde, şirkette, dünyada olup bitenleri analiz edemezler. Abuk subuk kararlar verip işleri işten çıkılmaz hale getirirler. Birkaç tane bu yüzden el değiştirmek durumunda kalmış şirket biliyorum.
15. Korkaklar: Sürekli olarak ’Acaba yanlış mı yapıyorum’ diye düşünürler. Hata yapmamak için de hiç bir şey yapmazlar, sallan yuvarlan işleri idare etmeye çalışırlar.
16. Kaytaranlar: Masasının üzerine dokümanları koyar, ceketini sandalyesinin arkasına asar. Çayını da görülecek bir yere yerleştirir. Sanki hep oradaymış da, bir iki dakikalığına çıkmış, gelecekmiş izlenimi verir. Niye bu kadar verimsiz olduğunu anlayamazsınız bile.
17. Negatifler: “Bu iş çıkmaza girer. Bu ürün satmaz. Yarın sağanak yağacakmış…” Her şeye siyah gözlüklerle bakarlar. İnsanın da kanını kuruturlar. Bir işin niye yapılamayacağını size çok iyi izah ederler.
18. Averajlar: Sabah gelirler, işleri neyse yaparlar, evlerine dönerler. Renksizdirler. “Farklı ne yapabilirim” diye kafa yormazlar. Olsalar da olmasalar da fark etmez.
19. Yorgunlar: Abi pozisyonundadırlar. Ruhları yaşlanmıştır. En sevdikleri laf “Yıllarımı verdim ben bu şirkete”dir. Etliye sütlüye fazla karışmak istemezler. Emeklilik için gün sayarlar.
20. Doğal önderler: Her şeyin doğrusunu bilirler. Eleştirilmekten hiç hoşlanmazlar. Kendisine bağlı bir topluluk oluştururlar."
Kaynak: Aydın Demirer / www.isteinsan.com.tr

Biraz uzun ama doğru tespitler değil mi? Sizler kendinize en yakın hangi tipleri buldunuz?  Mutlaka yorum bırakın okumak için sabırsızlanıyorum.
Sevgiler, Hazel



1 yorum :

  1. Farklı şey söyleyen iki yönetici, bizde vardı öyle bi hatun gitti sonunda. Lise mezunu kız şef yardımcılığı yapıyordu Töbe bismillah ya!
    eski eğitimsiz güvenlikçiler, buna çok güldüm hastanemizde çok var bunlardan..
    korkaklar var birde düşmana dilemem.. sürekli onları motive edememde..
    bende galiba sadece kendi işini yapan gruba dahil oluyorum, bir kaç kişi dışında muhatap olmak istemiyorum

    YanıtlaSil

Düşüncelerinize önem veriyor ve merak ediyorum.
Fikirlerinizi belirtmeden geçmeyin.
(Lütfen blog linkinizi yazıp gitmeyin)

Red Bow Tie